20 Haziran 2010 Pazar

The beautiful cornish of Alexandria (Kusura bakmayi youtube "yasakli" oldugundan video'yu goremiyorsunuz, yasak 50 sene sonra kalkarsa gorursunuz)

Epeydir seyahatteyim. Kahire, Iskenderiye, Kuveyt derken simdi de Katar. Sonrasinda Ispanya ve Belcika. Daha bir iki hafta daha maraton devam edecek, umarim Temmuz ortasi gibi evimin
yolunu bulacagim.

Istanbul' dan ayri oldugum sure icinde ne mi yaptim, once Iskenderiye' de enfes karidesler, midye ve deniz levregi yedim. Misirlilar ciftlik olayina heniz girmediklerinden ve ulkeleri Hindistan ile Kuzey Denizi'nden gelen kalantor kalamarlar tarafindan da istila edilmediginden harika balik yiyebiliyorsunuz. Sonrasinda Kuveyt' te -Vedat Milor'u anaraktan- damak catlatan patlicanli mezeler ile nar eksili sarmayi, uzerine de eskiden bizde de olan koca cekirdekli karpuzlardan yedim.

Guzelmiydi, kesinlikle. Ama ne Iskenderiye'de sicaktan raki iciliyor, ne de Kuveyt ve Katar' da yemek yerken guzelim denizi seyredebiliyorsunuz.

Ekte Iskenderiye' nin kordon boyu var. Umarim bir sekilde youtube' u acabilirsiniz (biliyorsunuz herkes acabiliyor...), muzik harika.

Lacivert


Daha once Lacivert' i yazmistim ama zarar gelmez diyerekten bir kez daha yazayim dedim.

Fiyatlar tuzlu; ayni fiyata Reina' da bile rahat yersiniz, ama manzara var ya, insana "ulan Istanbul her seye ragmen guzel ..." dedirtiyor. Masamiz nerdeyse ayagimiz suya deyecek denli Bogaz' a yakindi. Guzel vakit gecirdik.

Ammaaaa .... yemekler ehhh, sarap listesi uzun (gerci bizim saraplarda dogru durust is yok zaten, o yuzden ansiklopedi olsa ne olur), servis deseniz averaj. Istemeden getirilen karpuzlu margaritayi (hayatta karpuzlu bir icki icmem, beni bilenler bilir...) hesaba yazmalari buyuk eksi.